
Bu Yazının Konu Başlıkları
İnsülin Direnci
“Çok az yemek yememe rağmen bir türlü kilo veremiyorum.”“Su içsem bile yarıyor.” diyenlerdenseniz belki de bunun sebebi vücudunuzdaki insülin direncidir. Gelin şimdi hep birlikte “İnsülin direnci nedir?” “ İnsülin direnci belirtileri nelerdir? “ “İnsülin direnci tedavisi nasıl yapılır?” hakkında bilgileri bulabileceğiniz yazımızı okuyalım.

Beslenmenize dikkat ediyor, yeterli miktarda yemek yemenize rağmen atıştırmaktan vazgeçemiyor, ya da doygunluk hissedemiyorsanız insülin direnci olabilirsiniz. Son yıllarda kilo verememe nedenleri arasında en önemli sebeplerden biri insülin direncidir. Ülkemizde de çok sık görülmeye başlanan insülin direncinin kontrolü sağlanmaz ve tedavisi yapılmazsa sonrasında diyabet hastalığına da neden olduğu bilinmektedir.
İnsülin Direnci Nedir

Pankreas tarafından normal miktarda üretilen İnsülinin yağ, kas ve karaciğer hücrelerindeki yeterli tepkiyi oluşturamaması durumudur. Yani vücut yeterli miktarda insülin üretebildiği halde etkili olarak kullanamamasıdır.Vücudumuza aldığımız şekeri yani glikozu enerji olarak kullanabilmemiz için pankreasımızın salgıladığı insülin hormonuna ihtiyacımız vardır. Pankreastan salgılanan ve karaciğer, yağ ve kas gibi dokularda insülin hormonuna karşı duyarsızlık gelişmesi sonucu İnsülin direnci ortaya çıkar. Vücudunuz aynı miktardaki şeker için daha fazla insülin üretir bu da diyabete, obeziteye, damar sertliğine, kalp ve damar hastalıklarına zemin hazırlar.
İnsülin Direnci Belirtileri

İnsülin direncinin en çok görülen belirtileri çabuk acıkma ve geç doymadır. Yemek yedikten 2- 3 saat sonra oluşan acıkma hissi, elde ayakta titreme, baygınlık hissi, tatlı yeme isteği İnsülin direnci belirtilerindendir.
Ayrıca kadınlarda adet düzensizliği, karaciğer yağlanması, kontrolsüz kilo artışı ya da kilo vermede zorlanma, bel çevresinin giderek genişlemesi de insülin direnci belirtilerindendir.
Ailesinde şişman ve diyabetli kişilerin olması da insülin direnci riskini arttıran sebeplerdendir.
Özellikle günümüzde ofislerde hareketsiz masa başı çalışanlarda ve egzersiz yapmayan kişilerde insülin direnci daha sık görülmektedir.
Aşırı stres yaşayan kişilerde stres hormonları metabolizmayı olumsuz etkiler ve kilo alınmasına neden olur. Yüksek İnsülin, sık acıkmayla birlikte şekerli gıdaları yeme isteğini de tetikler.
Sabahları yorgun kalkma , halsizlik, bitkinlik, öfkeli ve sabırsız ruh hali horlama ve uyku bozuklukları da insülin direncinin belirtileri olabilir. İnsülin direnci şikayeti günümüzde oldukça artmış durumdadır. İnsülin direnci sıklığındaki bu artışın sebepleri arasında televizyon ve bilgisayar başında geçirilen hareketsiz uzun süreler vücuttaki yağ oranını, kilo alımını arttırarak insülin direncine zemin hazırlamaktadır. İşlenmiş yüksek kalorili, keyif vericiliği yüksek bağımlılık yapan gıdaların tüketilmesinin artması da insülin direnci oluşumunda etkilidir.
İnsülin Direnci Nasıl Tedavi Edilir

İnsülin direncinin tedavisinde hayat tarzı değişiklikleri esastır. Doğru bir beslenme programı, egzersiz yapılması ve fazla kiloların verilmesi ile insülin direnci kontrol altına alınabilir. Boy, kilo, cinsiyet ve günlük hareket miktarı göz önüne alınarak beslenme alışkanlıkları değiştirilebilir ve kişinin kilosunun ideal kiloya inmesi sağlanabilir. Yüksek Karbonhidrat tüketiminden vazgeçilmeli, yağlı gıdaların tüketimi en aza indirilmelidir. Fazla tuz tüketiminden kaçınılmalı, sebze ve meyve tüketimi arttırılmalıdır. Kan şekeri seviyesinin korunması şeker seviyesinden değişiklikler olmaması için, ana öğünlerden önce ara öğünler yapılmalıdır. Omega 3 tüketimi arttırılmalıdır. Balık, keten tohumu, yumurta gibi gıdalar tüketilmesi gerekir.
Kahvaltı Çok Önemli
İnsülin direncini dengelemek için kahvaltı çok önemlidir. İnsülin direnci yüksek olan kişiler kahvaltı öğününü asla atlamamalıdır.Basit karbonhidratlardan yapılan beyaz ekmek yerine kompleks karbonhidratlardan oluşan siyez unu ve siyez ekmeği ,kara buğday ve çavdar ekmeği tüketilmelidir.Hem konumuzla iilgili olması hem de siyez ununu daha ayrıntılı işlediğimiz “siyez ekmeği faydaları” yazımızı okumanızı öneririz.
Süt ürünleri yağsız tercih edilmelidir. Şeker tüketimi en aza indirilmelidir. Tatlı yerine meyve tüketmeyi tercih edebilirsiniz. İnsülin direncini kontrol altına almak için egzersiz çok önemli yer tutmaktadır. Her gün ortalama 40 dakikalık yürüyüş yapılması insülin direncini kontrol altına almanızda büyük yarar sağlayacak ve sağlıklı beslenmeyle birlikte vereceğiniz kilolarla ile birlikte insülin direnci düşme gösterecektir. Günlük hayatta yapacağınız ufak değişikliklerle fiziksel aktivitenizi de arttırabilirsiniz. Asansör yerine merdiven kullanabilirsiniz, gideceğiniz yerlere yürüyerek gidebilirsiniz, haftada 3 gün ağırlık kaldırarak kaslarınızı güçlendirebilirsiniz.
İnsülin Direncinde İlaç Tedavisi
Yaşam tarzı değişikliğini uygulayamayan ya da yarar görmeyen kişilerde insülin direnci yüksek çıkması durumunda egzersiz ve sağlıklı beslenmenin yanında diğer tedavi yöntemlerinden birisi de ilaç tedavisidir. İnsülin direnci belirtilerini yaşıyor iseniz, öncelikle bir Endokrinoloji uzmanına görünmelisiniz. İnsülin direnci testi yapılarak, vücutta insülin direnci olup olmadığı anlaşılır. İnsülin direnci testi (HOMA-IR) 10-12 saatlik bir açlıktan sonra sabah kandan alınan örnekten yapılmaktadır. HOMA olarak bilinen insülin direnci testi, insülin duyarsızlığını veya insülin direncini değerlendirmek için kullanılmaktadır. İnsülin direncini düşüren metformin tiazolidinoid grubu olan ilaçlar tedavide kullanılır. İlaç tedavisi insülin direncini kırmaya tek başına yeterli değildir. İlaç tedavisi, egzersiz, bol su tüketimi ve kalorisi hesaplanmış sağlıklı besinlerin tüketimi ile insülin direnci kırılabilir.2-3 ay ya da 6 aylık tedaviden sonra insülin direnci seviyesi normale döner.Böylece kişinin iştahı kesilir ve kilo vermeye başlar.
İnsülin Direnci Nasıl Ölçülür?
İnsülin direnci testinizi sabah aç karnına vereceğiniz kandan alınan, kan şekeri ile açlık insülin düzeyi birbiri ile çarpılarak 405’e bölünür ve HOMA-IR denilen insülin direnci düzeyi ortaya çıkar. Çıkan sonuç 2,5 üzerinde ise kişide insülin direnci var demektir. İnsülin direnci olan hastalarda öncelikle doğru bilgilendirme yapılmalıdır. Egzersiz, sağlıklı ve dengeli beslenme ile kontrol altına alınabileceği,sürdürülebilir bir tedavi şekli verilir.

İnsülin direnci önemsenmez ve dikkate alınmaz ise farklı birçok hastalığa da davetiye çıkarabilir. İnsülin direnci ve obezite ile kanser arasında ilişkisi saptanan çok sayıda çalışma vardır. Yemek borusu, kalın bağırsak, pankreas, yumurtalık, mide, böbrek, mesane, tiroid ve lenf kanseri riskini arttırdığı yapılan bilimsel çalışmalarla gözlemlenmiştir. İnsülin direnci; şeker hastalığı, kalp damar rahatsızlıkları, hipertansiyon, karaciğer yağlanması, polikistik over hastalığı gibi birçok hastalığın da suçlusudur. Düzenli spor yapmak ve kilo vermek insülin direncini kıran en önemli faktörlerdir. Ancak spor yaparken dikkatli olunması gereken bazı noktalar vardır. Yeterli kalp hızı artışına erişilmeli, hareketler arasında gerektiğinden fazla mola vererek vücut soğutulmamalıdır. İnsülin direncinde beslenme ve egzersiz programı kişiye özgü olmalıdır.

İnsülin direnci tedavisinde sağlıklı beslenmeye geçiş, egzersiz ile sporun günlük hayatta yer alması ve ilaç tedavisin zamanlaması çok önemlidir. Herkesin bir sporcu gibi davranmasını beklemek yerine yeterli düzeyde egzersizi doğru zamanda yapması teşvik edilmelidir. Örneğin yemekten sonraki ilk 30-60 dk içinde oturma veya çay içme yerine 10-15 dk kısa yürüyüşler veya sofra toplama önerilebilir.